Ekvator çizgisinde durmak, dünyanın merkezine en yakın noktada olmak… Bu deneyim, bende tarifsiz bir hayranlık yarattı. Özellikle ekvatorun o ünlü deneyi yani suyun kuzeyde ve güneyde farklı yönlerde akması gibi doğanın küçük ama büyüleyici oyunları beni derinden etkiledi. Bir çizginin, görünmez ama güçlü bir sınırın bu kadar belirleyici olması, dünyanın büyüklüğünü ve inceliğini aynı anda hissettirdi bana. Orada, dünyanın iki yarısının birleştiği o noktada durmak, sanki doğanın kalbine dokunmak gibiydi. O an fark ettim ki, ekvator sadece bir coğrafi hat değil; yaşamın, dengenin ve karşıtlıkların buluşma noktası. Hem kuzeyin hem güneyin enerjisi aynı anda hissediliyor; bu ikilik büyüleyici bir denge yaratıyor. Bu tabloyu yaparken, o görünmez ama güçlü çizginin yarattığı etkileri tuvale taşımaya çalıştım. İki dünyanın kesiştiği, farklılıkların bir bütün oluşturduğu o dengeyi renklerle ve kompozisyonla ifade etmeye gayret ettim.
Herkes kendi ışığıyla ışıldar. Hiçbir alev öbürüne benzemez.
Büyük alevler vardır, küçük alevler, her renkten alev.
Kimi insanların alevi o kadar durağandır ki rüzgarda bile dalgalanmaz.
Kimi insanların alevleriyse havayı kıvılcıma boğar.
Eduardo Galeano